ANADOLU TÜRK SANATI

Anadolu Türk Sanatının 1971'de Anadolu fethiyle başladığı var sayılsa da, 11. yy içinde ülkede önemli sanat yapıtları üretildiğine ilişkin bir kanıt yoktur. Gerçekte Anadolu Türk sanatının 12. yy içinde başladığı söylenebilir. Bununla birlikte bu yüz yıldan kalma pek az mimari yapıt vardır. Bunlarsa henüz Anadolu'ya özgü gelişimler olarak nitelenemeyecektir. Örnek olarak, Sivas Ulucamisi erken İslam sanatının çizgisini izleyen çok ayaklı ve düz damlı basit bir mimari sergiler. Mimarlıktaki bu durum diğer sanatlarda da gözlemlenir. 12. yy ürünleri her alanda seyrektir ve genellikle, başka ülkelerin üslupsal özelliklerini yansıtırlar. Bu dönemde Türkiye'nin en üretken kesiminin Güneydoğu Anadolu'da Artukoğulları yönetimi altındaki bölge olduğu söylenebilir. Silvan Ulucamisi gibi bir örnek daha bu dönemde mihrap önü kubbesini genişletmeyi deneyen cesur bir yapıt olarak belirir. 13. yy'da genellikle 

Anadolu Selçuklu Sanatı olarak adlandırılır. Erken Anadolu-Türk sanatının başladığı görülür. Erken dönem sanatının belirgin özelliği henüz sentezleşememiş, pekçok sanatsal ögeyi bir arada içermesidir. Örneğin Divriği Ulucamisi farklı kökenlere sahip olan farklı anlayışların Türkiye'ye özgü toplamı gibidir. Burada İran'ın Tonoz örtü sistemleri, Anadolu'nun yerli taş işleme gelenekleri ve kökenleri Anadolu dışında bulunabilecek bezeme örgeleri yan yana yer alırlar. Bu nitelikleri göz önüne alınarak yorumlandığında, beylikler dönemi öncesinde Anadolu Türk sanatının, belki de tarihte benzerine rastlanmamış ilginçlikte bir sinkretizm gösterdiği anlaşılmaktadır. Yeni anlayışlar içindeki bu ortamda ürünler doğrudan yabancı bir geleneğe ait olmaktan yeni bileşenler denemeye dek çeşitli eğilimler yansıtmışlardır. Divriği Ulucamisi böylesi bir bileşim çabası ise, örneğin, bir Eski Malatya Ulucamisi de doğrudan İran geleneğine maledilebilecek bir üründür. Aynı arayışlar ya da sentezleşememe diğer sanatlarda da, çinide, hat sanatında, bezemede, ahşap ve metal işlerinde de gözlemlenmektedir.

14. yy'da Anadolu'da siyasal birliğin ortadan kalkışıyla birlikte, sanatsal gelişim yeni bir yönelim içine girer. Batı'da kurulan yeni beylikler'in sanatı hızla Doğulu geleneklerden uzaklaşırlar. Bu bölge Anadolu'nun sanatsal açıdan en özgün örneklerini vermeye koyulur. Özellikle mimaride kubbeli mekan hızla ağırlık kazanır. Bu yörelerde üretilen ürünlerin büyük kesimi artık her hangi bir yabancı geleneğe maledilebilecek bir durumda değildir. Dış etkenler önemli olsa bile, batı Anadolu'nun Osmanlı çağında belirecek büyük bir senteze gidecek yolu açtığı söylenebilir. Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ise 14.ve 15. yy'da hala Erkern Anadolu sanatının çizgisini izlemeyi sürdürür. Yeni sentezlere yönelmez. 14. yy'dan başlayarak Osmanlı sanatının başladığı görülür. Önceleri beylikler döneminin Batı Anadolu'ya özgü çizgisinin bir parçası olan Osmanlı sanatı, 15. yy'la birlikte ayrı bir sentez olarak belirir.

BLOGUMA DESTEK OLMAK İÇİN REKLAMLARI ZİYARET EDERSENİZ SEVİNİRİM) 
(I WOULD APPRECIATE IT IF YOU VISIT THE ADS TO SUPPORT)

Yorumlar