Bir saray ressamı; FAUSTO ZONARO


1854 yılında İtalya Masi'de doğdu. Gençliğinde duvar ve bina yapımı işlerinde çalıştı ve aranan bir usta oldu. Bu işten sıkılınca ressamlığa merak sardı. Özellikle kiliselerde fresk yenileme gibi sanatını gösterebileceği işlerde çalıştı. Daha sonra kendisinden resim almak isteyen Elisabeth Pante ile tanıştı ve ona aşık oldu. 1891'de oryantalist bir tutkuyla merak ettikleri İstanbul'a geldiler ve burada 1892'de evlendiler. Burada Taksim civarında Ayazpaşa mezarlığı ile Ayazpaşa arasında Ömer efendi isimli bir beye ait bir evde 34 lira kira ödeyerek yaşamaya başladılar. Suluboya tabloları beğeni toplayan Zonaro, bir gün teşrifat nazırı Münir paşa tarafından Yıldız sarayına davet edildi ve burada Osman Hamdi ile tanıştı. Daha sonra Münir paşa'nın eşine resim dersi vermeye başladı ve Zonaro çifti İstanbul'da sanata yakın çevrelerde iyice tanındı. Münir paşa Zonaro'nun eserlerini Abdülhamit'e göstermek istediğini belirtti ve isteği yerine getirildi. Abdülhamit Zonaro'nun suluboya tablolarını beğenmişti.
Zonaro 1896 yılında bir gün Galata köprüsü üzerinden geçiş yapmakta olan Ertuğrul süvari alayını gördü ve bu gösteriyi çok beğendi. Her cuma günü buraya gelerek bu geçidi izledi ve sonunda bu töreni resmeden ayrıntılı bir tablo yaptı. Bu sırada Abdülmecit'e yazdığı bir mektupta "köprü üzerinde yapılan gösterilerde ellerde taşınan afişteki Abdülmecit resminin gerçeği yansıtmadığını, halkın doğru yapılmış bir portreyle Abdülmecit'i tanıması gerektiğine inandığını" belirtti. Yaptığı tabloyu Münir paşa ve Abdülhamit çok beğendi ve Zonaro Mecidiye Nişanına layık görüldü. Bunun yanında Ressam ı Hazret i Şehriyari yani saray ressamlığı ünvanlığına layık görüldü. 1905 yılında II. Abdülhamit, ressamdan İstanbul'un fethini resmeden tablolar yapmasını istedi. Zonaro'nun bu tabloları da çok beğenildi ve maaşına zam yapıldı. 31 Mart ayaklanmasından sonra II. Abdükhamit devrildi ve Abdülhamit'in kadroları tasfiye edilmeye başlandı. Zonaro'ya da 1909 yılında saray ressamlığı ünvanının kaldırıldığı bildirildi. O da 20 Mart 1910'da ailesiyle birlikte İstanbul'u terketti. Sanatçı İstanbul'u sevmesine ve yaşamak istemesine rağmen San Remo'da vefat etmiştir.
İtalya'ya dönmesinden 10 yıl sonra 1920 yılında eşinden ayrıldı ve kızıyla yaşamaya başladı. 1929 yılında 75 yaşında San Remo'da vefat etti. En ünlü tabloları arasında; Fatih'in İstabul'a Girişi tablosu sayılabilir.
(BLOGUMA DESTEK OLMAK İÇİN REKLAMLARI ZİYARET EDERSENİZ SEVİNİRİM) 
(I WOULD APPRECIATE IT IF YOU VISIT THE ADS TO SUPPORT)

Yorumlar